Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayında, yaptığımız ibadetlerin verdiği feyizle bayrama ulaşmanın sevincini yaşıyoruz.
Müslümanlık bilincimizi yenileyen, millet olma irademizi diri tutan; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştiren, rahmet ve bereket dolu bu günlere bizi kavuşturan Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve şükürler olsun.
Bayramlar insanî ve dîni güzelliklerin birlikte yaşandığı, toplumun bütün kesimlerinin birbirleriyle kaynaştığı, kucaklaştığı sevgi ve dayanışma günleridir. Bayramlara her yıl gelip geçen sıradan günler olarak bakmamalı, onları insanlığın kendilerini yenileme ve huzura eriştiren yolun köprüleri olarak görmeliyiz.
İbadetler ve güzel davranışlar sadece Ramazan ayına mahsus değildir. Bilinmelidir ki, dinimizin ibadetleri belli zamanlara tahsis edilmemiş, aksine her mü‘min mükellef olma çağından Rabbinin huzuruna varıncaya kadar ibadetle emrolunmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuyla ilgili şöyle buyrulmaktadır; “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”
Bunun için Ramazan‘da nefsini ıslah edip, güzel bir hayat tarzı kazanan mü‘minler olarak; bu durumumuzu muhafaza etmeli, bütün ömrümüz boyunca güzel davranışlarda bulunmalıyız.
Bayram günü evlerimizin canlı bayramları olan çocuklarımızı, kuşatıcı bir sevgi ve kardeşliği yaşadığımız bu ibadetin coşkusu ile tanıştıralım. Bayramın coşkusunu evlerimize taşıyalım. Bayramın sevincini komşularımızla paylaşalım.
Özellikle bu günleri kırılan kalplerin onarılması için iyi bir fırsat bilelim. Anne ve babaların gönüllerini ve hayır dualarını almayı unutmayalım. Ziyaretçi bekleyen hastaları, düşkünleri, kimsesiz ve fakirleri de ziyaret ederek yüzlerinin gülmesine ve ümitlerinin yeşermesine vesile olalım. İçimizde varsa dargınları barıştıralım. Aramızda dostluğu pekiştirelim.
Ebedî âleme göç edenlerimizin ruhları için, dua edelim ve onları hayırla yâd edelim. Ayrıca İslam dünyasında yıllardır kendi dinî bayramlarını sevinçle kutlamaya hasret kalan; gözyaşı, şiddet, yoksulluk ve savaş gölgesinde bayramı geçiren din kardeşlerimizi de unutmayalım; onlar için de dua edelim.
Toplum olarak huzura ihtiyaç duyduğumuz her olumsuz durum karşısında öncelikle sağduyulu davranmamız ve bilinçli bir dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Yine değerlerimizi ve inançlarımızı daha sıkıca yaşamamız ve geleceğimiz olan çocuklarımızı iyi bir şekilde ve bilinçli birey olarak yetiştirmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle ; Ramazan Bayramı, aziz milletimize, islâm âlemine ve bütün insanlığa barış, sağlık ve esenlik getirmesini, dünyadaki savaşların ve şiddetin son bulmasını, insanlığın hayrına vesile olmasını Cenab-ı Hak‘tan niyaz ediyor, cümlenize mutlu, huzurlu ve sevinç dolu hayırlı bayramlar diliyorum.
Sevgi ve muhabbetlerimle...
Mehmet KORKUTATA
