MEHMET KORKUTATA -KONUK YAZAR


ŞEYTANIN ESİRİ OLMUŞ DOYUMSUZ VE AHLÂKSIZ NEFİSLER! 

ŞEYTANIN ESİRİ OLMUŞ DOYUMSUZ VE AHLÂKSIZ NEFİSLER! 


 

Malumunuz  bu günlerde azîz milletimizin ahlâk ve maneviyatını bozmak, tahrip etmek için özenle seçilmiş ahlaksız projeler hayata geçirilmiş insanlıktan nasibini almamış güruhlar tarafından öncelikle İstanbul'umuzun güzide ilçesi Beşiktaşın Bebek sahilinde ve akabinde Ümraniye ilçemizin altınşehir metro durağında insanları yok sayarak hayvan gibi cinsel ilişkiye girmiş, hadlerini aşmışlardır. Özellikle hergün binlerce, çocuk, genç, yaşlı insanların uğrak lokasyonlarında gerçekleşmektedir. Siyonistlerin bu ahlaksız projelerini engellemeleri için kolluk kuvvetlerimizi göreve çağırıyorum.Tepkisiz bir millet vatanını, milletini,Ahlâk ve maneviyatını koruyamaz, savunamaz. 

Yüce Allah, insanın ferdî ve toplumsal hayatı ile ilgili ilkeler, kurallar, emirler ve yasaklar koymuştur. Kullarına elçiler göndermek suretiyle nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini de göstermiştir.  Bu çağrıya kulak verilmemesi halinde ise, hem bu dünyada hem de öbür dünyada insanı bekleyen sonuçlarıyla alakalı uyarılarda bulunmuştur  

Allah’ın koyduğu emir ve yasakların özüne bakıldığında görülecektir ki, bütün emir ve yasaklar bizim hem bu dünyamız hem de ahiret hayatımız için faydamıza olan şeylerdir. Çünkü bizi yaratan, bizi bizden daha iyi bilmektedir.  Bu sebeple, insanın bu sınırlar içerisinde kalması en doğru yol olarak görülmektedir.

Günümüzdeki problemlere dikkatlice bakıldığında, pek çoğunun kural ve ilke tanımamaktan ileri geldiğini görürüz.  Bakınız: Mesela, çağımızın hastalığı olan ahlaksızlık, saygısızlık, tahammülsüzlük ve yolsuzluk  sınırlarının zorlanması sonucu ortaya çıkan bir problem değil midir? İşlenen cinayetler, hırsızlıklar ve benzeri haksızlıklar insanların nefislerine ve hırslarına yenilmeleri ve haddi aşmaları neticesi değil midir? Nice kavga ve düşmanlıklar, dilimizin sınırlarını zorlayarak ağzımızdan çıkardığımız kötü ve uygunsuz sözlerin sonucu değil midir?  İşte böyle, sosyal ve dinî hayatımızla ilgili kuralları ihlal ederek ve sınırlarımızı aşarak maalesef dünya ve ahiret saadetimizi kaybediyoruz.

Haddi aşanlardan olup olmadığımızı nasıl bileceğiz? Hayatımızı hangi ölçülere göre yaşarsak sınır ihlali yapmamış oluruz? Bu ve benzeri sorulara verilebilecek en doğru cevap şudur: Öncelikle Ahlâk ve maneviyat sonrasında Helal ve haram bilincimizi koruyarak, ancak dengeli, uyumlu ve mutlu bir hayat sürdürebiliriz. Yüce Rabbimiz; “Peygamber mü’minlere iyiliği emreder, kötülüğü ise yasaklar; Aynı şekilde onlara temiz şeyleri helal, pis ve murdar şeyleri de haram kılar” buyurmaktadır. 

İsra Suresi, 32. ayet; "Zinaya yaklaşmayın. Zira zina yapmak, bir hayasızlık olup çok kötü bir yoldur." Nur Suresi, 2. ayet; "Zina yapan kadın ve zina yapan erkeklerin her birine yüz'er deynek vurun; Allah'a ve ahiret gününe iman ediyor iseniz, Allah'ın hükümlerini uygularken zina yapanlara acımayın. 
Sevgili Peygamberimiz’in bizlere gösterdiği yoldan gittiğimizde haddi aşmamış ve bize zarar veren her şeyden korunmuş olacağız.

Tüm bu uyarılara rağmen haddi aşanlar için de Rabbimiz yine engin rahmet kapısını ardına kadar açarak; “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir” buyurmuştur. Sevgili Peygamber Efendimiz (S.A.V) de işlenen günah ve yapılan hatalardan pişmanlık duyup tevbe edenler için, şu müjdeyi vermiştir: “Günahından tövbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibidir.” Ata sözlerimiz de “Zararın neresinden dönülse kârdır
diyerek, hata ve günahta ısrar etmememiz ve gecikmiş bile olsak yanlıştan bir an önce dönmemiz gerektiğini ifade etmişlerdir."

Ya Rabbi, bizleri haddi aşanlardan eyleme. Haddi aştığımızda da hata ve günahında ısrar etmeyen, tevbe eden ve tevbesi kabul olunan kullarından eyle.

Allah'ın rahmeti ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
Sevgi ve muhabbetlerimle...
Mehmet KORKUTATA