Yargıtay, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 584. maddesine dayanarak verdiği kararda; evli bireylerin, eşlerinin haberi veya onayı olmadan girdikleri ağır borç yükümlülüklerinin aile kurumunu sarsabileceğine dikkat çekti. Kararda, icra kefilliği ve bu kefalete dayalı olarak verilen "ödeme şartını ihlal" taahhütlerinin, eş rızası yoksa cezai bir sorumluluk doğurmayacağı vurgulandı.
Söz konusu davada, eşinin rızası olmadan borç taahhüdünde bulunan ve bu taahhüdü yerine getirmediği için "tazyik hapsi" cezası alan bir vatandaşın durumu incelendi. Yargıtay, kefalet işlemi sırasında eşin rızasının alınmadığını tespit ederek:
• Yapılan kefillik işlemini geçersiz saydı.
• Geçersiz kefalete dayanılarak verilen ödeme taahhüdünü hükümsüz kıldı.
• Sanık hakkında verilen tazyik hapsi kararını bozarak tahliyesine/beraatine hükmetti.
Bu karar, sadece banka kredilerini değil, aynı zamanda icra müdürlüklerinde atılan imzaları ve verilen ödeme sözlerini de kapsıyor. Ancak ticaret erbabı için (işletme sahipleri, esnaf vb.) kendi ticari faaliyetleri kapsamında verdikleri kefaletlerde bazı istisnalar bulunduğunu unutmamak gerekiyor.