VEHBİ KORKUTATA -KONUK YAZAR

Tarih: 09.03.2022 21:56

AHLAKİ SAVAŞ BİTTİ..

Facebook Twitter Linked-in

 

Suriye’yi mahveden esas unsur ne Esed’dir, ne Rusya’dır, ne PKK’dır, ne Amerika’dır. Siz, Ortadoğu’da 1979 daki İran İslam(!) Devrimi’nden itibaren her fitnenin başı olarak Amerika’yı yine de bir kenara ayırın. 

Yörük Ahmet’in başbakanlığında devletimizin Arap Baharı denen, yeni yüzyılın şu ana kadar en büyük provokasyonunda devletimizin iyi sınav vermediğini söyleyebiliriz. Ya da söylemeliyiz. Yörük Ahmet’in üniversitede ona öğretilen ve onun öğrettiği, belli ki ipe gelmez sapa gelmez teorilerinin ona gösterdikleriyle, yıllar sonra hala yanımıza çekemediğimiz Araplara, güya demokrasi adına yüzyıllarca Araplar tarafından unutulmayacak haksızlık ettik. En zor zamanımızda yanımızda olmuş Kaddafi’nin, onun en zor zamanında.. kelimeler acıtıcı olacak yazmayacağım. Suudi Arabistan’da, BAE’de, Kuveyt’te, Bahreyn’de güya demokrasi talepleriyle yapılan nümayişleri desteklemesine belki de organize etmesine ne denir. Arap Baharı provokasyonunu yapanların  hiç demokrasi gelmeyeceğini bilerek kurduğu tuzağa, teorisyen Yörük Ahmet’in düşmesi..

Sabah kahvaltıları yapılmaya başlanan Esed’in Suriyesi’ne de öyle. Türkiye yanı başımızda yaşanan dramı engelleyebilir miydi? Emin değilim. Ama engellemek için batının ağzımıza verip papağan gibi tekerlenilen demeçleri söylemek dışında bir şey yapmılmadığını söyleyebilirim. Türk töresinde de, Sünni İslam inancında da devletin varlığı ve var olan devlete itaat esastır. İsterse komünist olsun, isterse askeri cunta olsun, isterse CHP gibi varlığı düşmana ihtiyaç bırakmayan duyun-u umumiye gibi bir parti iktidarı olsun.

Amerika’nın Suriye’yi perişan edeceğini Suriye Devleti dâhil herkes biliyordu. Önce batı tarafından terörist devlet ilan edildi. Lübnan’da istikrar sağladığı göz ardı edilip, işgalci ilan edildi. Ambargolarla tehdit edildi. Son döneminde Suriye’nin Lübnan’dan apar topar çekilmesini, koruması altında tuttuğu Apo’yu aniden ülkesinden göndermesini, reform gibi ani kararlarla yıllarca uyguladığı istibdat rejimini yumuşatmasını unutmak mümkün değil. 

Suni ışıklarla bahar geldiği zannettirilip ilk olaylar başlatıldığında, onyıllarca halka zulmetmiş devlet kendini koruma refleksiyle sivillerin üzerine ateş açtı ve geri dönülmesi imkânsız yola girdi. Sonra.. sonrası klasik. Azerbaycan’da, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Bosna’da savaşmış mücahitler girdi Suriye’ye. Sonra örgütler. Sonra baronlar. Sonra ülkeler.. İran, Rusya, Amerika, Türkiye.. ortalık tam olarak arabın saçı oldu. Kim kimle niçin savaşacak.. var olan devletle mi, örgütlerle mi, canını korumak için mi, malını namusunu korumak için mi? Allah rızası bunun neresinde, hangi tarafında. Örgütlerin hepsi bir devleti arkasına almış, onun çıkarları için mensuplarını piyon gibi kullanan savaş baronları tarafından yönetiliyor. Tabi ki askerini bulundurduğu her yerde devlet nizamını tesis etme gayretindeki devletimizi ayrı tutuyoruz. İsrail’in vaat edilmiş topraklarında, gerçekte onlar için savaşmak üzere kurulmuş, Kürt görünümlü Ermeni’lerle mücadele edip, onların devlet kurma hayalleriyle bölgeyi kan gölüne çevirmesine engel olma çabalarını gönülden destekliyoruz.

Dünyanın her ülkesinden iyi niyetlerle gelen mücahitler, niyetlerinin tam tersi amaçlarda kullanılan insanlardır. Bunların çoğunun bir süre sonra kime niçin kurşun attığını umursamadığını görüyoruz maalesef. Ya çaresizlikten, ya ahmaklıktan, ya işbirlikçiliği kanıksadığından, ya tümden niyeti bozup cukkayı doldurduğundan.. Biz devlet tasarrufu dışında ferden cihat yapıyorum diye savaşa gidilmesini doğru bulmuyoruz.

Ukrayna resmi makamlarına, milis olarak savaşmak için, dışarıdan 20.000 resmi başvuru olduğu söyleniyor. Bu anlaşılabilir. Ama Amerika’da, Ukrayna’da savaşmak için internet sitelerinde milis arama ilanı verilmesini bir facia olarak görüyoruz.. Hatta 200.000 milisin savaşmak için Ukrayna’ya girdiği ya da gireceği söyleniyor. Her iki devlet içinde ahlaki savaş bitti. Ateşkese sevinenler boş hayaller kuruyor. Putin, Grozni’deki gibi taş taş üzerine bırakmayacak şekilde büyük bombardımana hazırlanıyor ve ilk defa sivillerin tahliyesine yer açtı. Ama karşısında Çeçenistan’daki gibi 1 milyon nüfuslu hasımlı, kendi devlet sınırları içinde bir bölge yok. 

Antalya’da iki dışişleri bakanı toplanıyor. Açıkçası artık iki tarafın da kendi vatanını düşünen iyi niyetli insanlar olduğuna inanmıyorum. Özellikle Ukrayna tarafının. Olması gereken çok açık. Kırım dahil Özerk cumhuriyetler, Ukrayna’ya bağlı ve en geniş özerklik haklarına sahip olarak mevcudiyetlerinin devam ettirmeli; Ukrayna’nın sınırlı sayıda asker ve silah bulundurmak hakkıyla tüm uluslar arası teşkilatlara girmekten men edilmiş olarak toprak bütünlüğünü korumalı; Rusya da üzerinden tüm ambargolar kaldırılmış olarak kendi sınırları gerisine çekilip gitmeli. Antalya’da bu karar alınmayacak.. Yakın zamanda bu karar alınamayacağını düşünüyoruz.  Ama savaşın, Müslüman ülkelerdeki gibi yıllarca sürmeyeceğini söyleyebiliriz.

İzleyeceğiz.. Yeni oyunları, yeni tiyatroları, yeni ikiyüzlülükleri.. Herkes yenildi bu savaşta. Sanılanın aksine en çok Amerika yenildi. Dünya kamuoyunda kendi çıkarları için nasıl milletleri adice kullandığı anlaşıldı.  NATO yenildi. Rusya yenildi, Ukrayna ezildi. Kazananlar, kendilerinin batının güvenliğini sağlamak üzere, canının malının kıymeti olmayan piyonlar olduğuna ayıkan NATO’ya yeni üye bölge ülkeleri. Biz ayıkalı çok oluyor.

Sevgi ve Saygılarımla 
Araştırmacı Gazeteci Yazar 
Vehbi Korkutata


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —