MEHMET KORKUTATA -KONUK YAZAR


DOĞRU SÖZ VE TATLI DİL HUZUR VE GÜVEN VERİR!

DOĞRU SÖZ VE TATLI DİL HUZUR VE GÜVEN VERİR!


 

Konuşmak, insanlara mahsus bir özellik olup, iletişimin en önemli unsurlarından biridir. Atalarımız tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır sözü, veciz ve çok anlamlı bir sözdür. Ağzımızdan çıkan sözler, bizim iç dünyamızı yansıtır. Ruh ve gönül dünyamızda mayalanan fikirler, dil vasıtasıyla vücut bulur. Böylece dile gelen düşünceler insanın ya olgunluğunu ya da cehâletini  ortaya çıkarır. Bu sebeple neyi konuştuğumuz ve nasıl konuştuğumuz son derece önemlidir. Bu bir müslüman için çok daha büyük bir hassasiyet gerektirir. Yüce Kitabımız’ın “İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında onu gözetleyen ve yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” İlahî beyanı, ağızdan çıkan her sözün lehimize ya da aleyhimize bir bedeli olacağını ortaya koymaktadır. 

Rabbimizin büyük bir ihsanı olan konuşabilme nimeti, yerinde kullanıldığı takdirde bizlere cenneti kazandıracak bir imkân sunar. “Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır” buyruğuyla da, net bir şekilde ifade edilmektedir. Bu konuda Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in “kim bana iki dudağı arasındaki dili ile iffet ve namusunu koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.” Müjdesi de, kişinin dilini muhafaza etmesinin, cenneti elde etmeye vesile olacağını ortaya koymaktadır. 

Bulunduğu mertebeye nasıl ulaştığı sorulan Lokman (a.s.) da şu cevabı vermiştir! “Doğru sözlülükle, emaneti ehline teslim etmekle ve kendimi ilgilendirmeyen konularla meşgul olmamakla!” diye cevap verir.

Konuşma adabına dair pek çok ilke bulunmaktadır. Bunlardan bir kaçını zikredecek olursak; iltifatkâr söz söylemek, gönül alıcı, teselli edici söz söylemek, güzel, yani yerinde ve uygun bir söz söylemek, zalime karşı dahi olsa yumuşak söz söylemek, gönüllere işleyecek tesirli ve lisanı hal ile hitap etmek, doğru söz söylemek, hikmet ve güzel öğütle konuşmak adaba uygun olur. 

Rehberimiz, Önderimiz Peygamber  Efendimiz, Hz. Muhammed  (S.A.V.) konuşma âdâbıyla alâkalı olarak, “Kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin yada sussun” buyurmuştur. Buna göre ağzımızdan çıkacak sözler boş ve faydasız hatta günah içeriyorsa, susmak gerekir. Bilgiçlik taslayarak bağırmak, kalp kırarak anlatmak, "gıybet ve yalan" konuşarak sohbet etmek, hem Hakk’ın katında hem de halkın nazarında hoş görülmeyen çirkin davranışlardır. 

Güzel söz söylemek, her zaman insanların hoşuna gidecek şekilde konuşmak değildir. Hoşlarına gitmese dahi doğruyu ve gerçeği yansıtan cümlelerle insanları uyarmak da, konuşmanın gereklerindedir. Ancak bunu yaparken doğru bir metot, güzel bir üslup ve hikmet ile hareket etmeliyiz. Bunun aksine yapılan konuşma, irşad ve tebliğler ne kadar iyi niyetle yapılırsa yapılsın, çoğu zaman aksi istikamette neticeler doğurmuştur. 

Rabbim bizleri sözün en doğrusunu dinleyip en güzeline uyan ve ebedi kurtuluşu elde eden kullarından eylesin inşallah!
Allah'ın rahmeti ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun.
Sevgi ve muhabbetlerimle...
Mehmet KORKUTATA