Ok atma rekoru 792 m ile Osmanlı yayına aittir. Bu yay 1,5 senede üretilirdi, her mevsim ayrı işlem yapılır, her bir detayında muazzam dikkat gösterilirdi.. yani birkaç saatte üretilen hantal avrupa yaylarına karşı dakikada 20 tane atılabilen küçük ve pratik, imalatında mükemmele ulaşılmış türk yayları..
Tabanca ve tüfekle bile bu kadar seri ve uzun menzilli atışı zor yaparsınız.. zırh filan dinlemeyen, mermeri bile delen oklar.. Osmanlı ordusunun daima 3-5 katı kelleye sahip, elinde kıytırık yayların olduğu Avrupa ordularının, ellerindeki yaylara bakıp savaş öncesi içinde bulundukları motivasyonlarını ve pişmanlıklarını bir düşünün..
Bir Türk kağanının, savaş öncesi kendi ordusundan 5-10 kat daha büyük orduya bakıp yüzünü ekşittiğini gören vezirinin bu halinin sebebini sorduğunda ‘’bu kadar insanın ölüsünü nereye gömeceğiz’’ cevabını vermesi meşhurdur. O kağanın özgüveninin sebebini sadece cesarette filan aramak ahmaklıktır.
Domates yetiştirmeyi maharet sayan milletler ürettiklerini iyi yay üretenlerle paylaşmak zorundadır. Aslında bu cümleyi beğenmedim. Daha doğrusunu yazalım. Domates üretenler, ürettiklerinden ölmeyecek ve yeniden domates üretecek kadarını alırlar, gerisini yay üretenlere verirler. Bu iyi oldu.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz, dünya tarihi böyle işlemiştir, böyle işliyor ve hiç kuşkusuz böyle işleyecek.. bu realiteyi görmeyenler canını, malını, namusunu, vatanını, devletini, dinini, ahlakını en iyi yay sahiplerinin merhametine emanet etmek zorundadır.
Kimse size kendisine karşı kullanabileceğiniz silahı ya da teknolojiyi satmaz. Hatta silah üretenler sadece güçlü olmasını istediklerine silah satarlar. Yani eğer silah üretiyorsanız hem kendi envanterinizi doldurup askeriyenizi güçlendirirsiniz hem de güçlü olması sizin çıkarlarınıza uygun olan devletlere para karşılığı onlara lütfedip silah satarak para ve dolaylı güç kazanırsınız. Şimdi diğer tarafından söyleyelim. Eğer başkalarından aldığınız silahlarla savaşırsanız, ancak onların düşmanı olmasını istediklerinizle ve onların istediği kadar savaşabilirsiniz.
Rusya, radarları kilitledi, uçakları kaldırıp kritik tesisleri vurdu, sonra kara kuvvetlerini başkente indirdi ve şimdi devletin kalbine doğru adım adım ilerliyor. Hilal taktiğinin filan modası geçti. Taktikler savaşlarda çok değişmiyor artık. İyi radarların olacak, iyi hava savunma sistemlerin, iyi füzelerin, iyi uçakların, sihaların olacak ve elektroniğe hakim olacaksın. Basacaksın füzeyi, basacaksın bombayı.. Karşıdaki düşman isterse bir milyon olsun isterse bir milyar olsun. Farkeder mi. Farkeder. Mezar işleri daha fazla olur.
Sonra.. Sonrası sana kalmış. Haklı da sensin, adalet de sensin, mülk de senin.. Herkes kınasın, reddetsin, karar alsın, birleşmiş milletlerde kararlar alıp cavlayıp dursun..
Havadan aynı anda üzerine doğru gelen yüzlerce kötü niyetli nesneye karşı kim ne yapabilir ki.. Devletleri, milletleri haklı yapan masa başlarında üfürülenler değil, havada uçuşan nesnelerdir. Haksız yapan da bu nesnelerin üretimine yeterli ehemmiyet göstermemektir.
Elektronik savunma sistemlerini, dünyanın en iyi füzelerini, çeşit çeşit tüfeklerini, insansız kara, deniz, hava savaş araçlarını üreten, üretimine katkıda bulunan herkesten Allah razı olsun.. Onlar, tarihi misyonu itibariyle anti emperyalist olan bu halkın ve bu devletin himayesinden medet uman mazlum milletlerin canının, malının, namusunun, vatanının teminatı olan materyalleri üretiyorlar. Allah onlara zihin açıklığı ve basiret nasip etsin bol bol..
Emperyalizm, en iyi silahlarla dünyaya hakim oldu; en iyi silahlarla dünya hakimiyetleri çökecek inşaallah...
Sevgi ve Saygılarımla
Araştırmacı Gazeteci Yazar
Vehbi Korkutata
