Zatın biri Rehberimiz, Önderimiz, Fahrî kâinat Efendimiz (S.A.V)' e selâm verir ve müsaade istiyerek Efendimiz’in yanına oturur.
Akabinde; “Ey Allah’ın Elçisi, bana İslâm'ı anlat!” der.
Peygamber Efendimiz (S.A.V ) ona şöyle cevap verir: “İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığını ve HZ. Muhammed (S.A.V )’in Allah’ın elçisi olduğunu kabul etmen, namazı kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve eğer gücün yetiyorsa hac görevini yerine getirmendir.” Bu cevap üzerine “Doğru söyledin, ey Allah’ın Elçisi” diye Peygamberimiz’i tasdik eder.
Akabinde “Peki, iman nedir?” diye sorar. Rehberimiz, Peygamber Efendimiz (S.A.V ); “İman, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere inanmandır.” buyurur.
O zat yine “Doğru söyledin, ey Allah’ın Rasûlü!” der ve “Şimdi de ihsanı anlat bana!” diye sorar.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) de; “İhsan, Allah’ı görüyormuşçasına O’na kulluk etmendir; çünkü sen O’nu görmesen de O seni görmektedir.” şeklinde cevap verir. Gelen kişi “Doğru söyledin Ey Allah’ın Elçisi!” dedikten sonra başka sorular sorar, Resulullah Efendimiz de tamamını cevaplar.
Sorular ve cevapları sona erdikten sonra gelen şahıs, müsaade isteyerek oradan ayrılır. Allah Resûlü hemen ardından oradan ayrılıp giden bu zatın Cebrail aleyhisselam olduğunu ve insanlara dinini öğretmeye geldiğini ifâde eder.
Cebrail (a.s)Hadisi’ olarak da bilinen bu hadisten İslâm ve imanın, ancak ihsan şuuru ile kâmil manada zirveye ulaşabileceğini anlıyoruz.
Eşrefi mahlûkat olarak yaratılan insanoğlu başıboş bırakılmamıştır.
Gönderilen peygamberler ve kitaplarla hidayet yolu gösterilmiştir. “Biz insana şah damarından daha yakınız.” “Her nerede olursanız olun, Allah sizinledir; ve her ne yaparsanız Allah onu görür.” âyetleri ile insanoğlunun Yüce Allah'ın (C.C) gözetimi altında olduğu hatırlatılmıştır.
Yüce Allah'ın gözetimi altında olduğunun bilincinde yaşayan mü’min, ibadetlerini riya ve gösterişten uzak, ihlas ve samimiyet içerisinde yapar. Eşine, çocuklarına, anne, babasına ihtiyaç sahiplerine ve tüm canlılara karşı merhametli ve sevgi dolu olur.
Yaşlılara ve büyüklerine karşı hürmetli olur. İşinde, ticaretinde ve alışverişinde doğruluk ve dürüstlüğü esas alır. Kazancına haram lokma karıştırmaktan kaçınır. Arkadaşlarına, komşularına, akrabaya güzel davranır ve onların haklarına riâyet eder.
Geliniz, mü’minler olarak ihsan üzere yaşamaya karar verelim. İhsanı yeniden hayatımızın merkezine koyalım. İbadetlerimizi yaşantımızın her alanında ihsan şuuruyla yapalım. Kulluğumuzu hatırlayalım, yaratılış gayemizi tefekkür edelim.
Makaleyi; Rabbimizin şu çağrısıyla nihayetlendirelim: “Ey imanla gerçek huzura kavuşmuş insan! Sen Rabbinden hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön; böylece has kullarımın arasına sen de katıl, cennetime gir”
Yüce Allah'ın rahmeti, bereketi ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
Sevgi ve muhabbetlerimle...