Saygıdeğer ve çok kıymetli okurlarım: Nifak, dille inandığını ifade edip dost görünürken, hakikatte ise kalpten kâfir ve düşman olmak, ikiyüzlülük yapmak ve ara bozuculukta bulunmak anlamlarını ifade eder.
Nifak sıfatına sahip insanlara münafık denir.
İslâm dini; nifakı ve nifak sahibi olan insanları son derece çirkin bulur ve kınar. Müslüman’ların böyle bir sıfattan arınmasını ve temiz olmasını ister.
Bakara suresinin hemen başında beş ayette Müslümanlardan, iki ayette kâfirlerden bahsederken, onüç ayette münafıkların sıfatlarından bahsetmiş ve Müslümanların bu sıfatlardan uzak durmalarını talep etmiştir.
Kur’an’ı Kerimin birçok sure ve ayetinde hem nifak ve hem de münafıkların kötü sıfat ve akıbetleri hakkında bilgiler verilmiştir.
Zikredeceğim ayetler bunlardan sadece iki tanesidir: “İnsanlardan öyleleri vardır ki, inanmadıkları hâlde, ‘Allah’a ve ahiret gününe inandık.’ derler. “Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara bir yardım edici de bulamazsın.”
Münafıklar İslâm toplumu içinde yaşayan ve menfaatleri icabı kendilerini Müslüman göstererek Allah’a, Resulü’ne ve mü'minlere düşmanlıklarını gizlemiş olmaları hasebiyle böyle ağır bir cezayı hak etmişlerdir.
“Nifak denilen kötü sıfat, kalpte olursa sahibini küfre düşürür; amelde olursa büyük günah sayılır.” Buna göre nifak, itikadi ve amelî olmak üzere iki kısma ayrılır.
İtikadi nifak sahipleri; Kur’ân'ı Kerîm’de ifade buyurulduğu gibi, dünyada iken Müslüman muamelesi görmelerine rağmen, ahirette inançsızlıkları ortaya çıktığında kâfirlerden daha kötü muameleye tabi tutulacaklardır.
Çünkü münafıklar, İslâm toplumu içinde fitne ve fesat çıkarırlar. Onların bu hâli Kur’an’da şöylece ifade edilmiştir: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiğinde; ‘Biz ıslah edicileriz.’ derler.” “Müslümanların inandıkları gibi inanın, diye örnek verilince; ‘Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?’ diye itiraz ederler. İnananlarla yan yana gelince de; ‘Sizinle beraberiz.’ derler. Fakat liderleri ve şeytanlarıyla baş başa kalınca; ‘Biz onları aldattık.’ diye alay ederler.”
Münafıkların cehennemin en alt tabakasında yer almalarına bir başka sebep de, hâşa Allah’a karşı oyun etmeye kalkışmaları ve yaptıkları amelleri riya ile yapmalarıdır.
Onların bu hâllerini Kur’an şöyle beyan eder: “Münafıklar Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki Allah onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Onlar namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı pek az anarlar.”
Nifakın bir de amelî boyutu vardır ki, bu hususlarda da dikkatli olmak gerekir. Bazı tutum ve davranışlar vardır ki, itikadi nifaka kısmi olarak benzerlik arz eder; lakin inançlarda açık bir nifak söz konusu olmaz. Özellikle bazı hadislerde geçen münafık türü, amelî yönden olan nifak çeşitleridir.
İlgili hadîsi şerif onlardan bir tanesidir: “Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler.
Söz verdiğinde vaadinden döner.
Kendisine bir emanet teslim edildiğinde emanete hıyanet eder.”
Hadîs-i şerifte anlatılan bu çirkin şeyler imandaki nifaka benzeyen hususlardır ki, bunlardan da mutlaka sakınmak gerekir.
Zira hadiste anlatılan ve nifak olarak anlatılan hususlar, itikadi nifaka düşülmemesi için alınan tedbirler ve tembihlerdir.
Aksi takdirde amelî nifak çoğalırsa, Müslüman itikadi nifaka düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir.
Yüce Rabbim cümlemizi her türlü Nifaktan muhafaza eylesin inşallah!
Sevgi ve muhabbetlerimle...