MEHMET KORKUTATA -KONUK YAZAR


Vicdanlı olmak!

Vicdanlı olmak!


 

Yüce Allah (C.C) kullarına; vicdanlı ve merhametli olmaları gerektiğini emreder.

Hiç bir etkimiz olmadan duygularımızda ve düşüncelerimizde bulduğumuz iyiliğin adıdır "vicdan".

Vicdanlı kalpler, çocuklara karşı merhametli olmayı, anne ve babalara hürmet etmeyi, eşlere karşı sevgi ve muhabbeti arttırır, huzurlu bir ortam sağlar.

Rehberimiz, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ashabına kalplerini iyilik üzere korumalarını nasihat etmiş, görevlendirdiği ashabına, karar verirken vicdanlarına danışmalarını tavsiye etmiştir.

Peygamber Efendimiz (S.A. V)şöyle buyurmuştur: “Kalpler, Rahmanın iki parmağı arasındadır, onları dilediği gibi çevirir.”

Hiçbir kılavuzun kalmadığı bir durumda dahi, vicdan insanın özünde bulunan bir ölçüdür. Yalnız inananlara mahsus değil, kalpleri inanç ışığı ile aydınlanmamış olanlar için de bir rehberdir.

Her insanın fıtratında vicdan, bir ölçü olarak yaratılmıştır. 
Bu ölçü iyiyi kötüden ve hakkı batıldan ayırabilmektir. 

“Nefse kötülüğü de iyiliği de emredene andolsun.” buyuran Âyeti Kerîme; her insanın kendi nefsindeki iyiyi kötüden ayırma kabiliyetine işaret eder. 

“Günah nedir?” diye sorulduğunda; 
Peygamber Efendimiz: “Vicdanı rahatsız eden şeydir.” buyurur ve insanın kötülüğün peşinde koşmasını vicdanına ters bir davranış olarak ifade eder.

İmam Gazâlî akıl sahibi olmakla her bir insanın karşılaştığı olaylarda iyiyi tercih etme imkânına sahip olduğunu söyler. Yani her insan yaratılışı gereği zulmü adaletten ayırt etme kabiliyetine sahiptir.

Vicdan; insana Cenâb'ı Allah tarafından ihsan edilmiş, iyiye, doğruya ve güzele sevk eden manevi bir ölçüdür.

İnsan vicdanında bulduğunu hayatına aktarır, hayatına aktardıkları ile de ahirete ulaşır.

İnsanlık tarihinde savaşlara sebep olanları şimdi biz vicdanımızda yargılıyoruz.

Zira onlar vicdanlarının gereğini yapmadıkları için bugün bizim vicdanımızda yargılanıyorlar.

Vicdanları onları Hakk’a çağırmasına rağmen bu çağrıyı inkâr ettikleri için aslında kendi özlerini inkâr etmiş oldular.

Bugün Orta Doğu ve başka coğrafyalarda zulme gözlerini kapatanlar, gönüllerini perdeleyenler aslında kendi vicdanlarının çağrısına kulaklarını tıkıyorlar.

Eğer vicdanınızdaki Hakk’ın çağrısını işitirseniz, biliniz ki kimsesiz çocukların, yavrusuz anaların çağrısını işitmişsinizdir.

Bugün kendi özlerini inkâr edenlere sesleniyorum: Eğer ahirete inanıyorsanız biliniz ki bugün vicdanınızda ne bulduysanız ahirette de onu bulacaksınız.

Yüce Rabbimizin ayetini hatırlayalım: “Ahiret günü ne mal ne de oğullar fayda verir; ancak Allah’a temiz bir kalple gelenler o gün kurtuluşa ermiştir.”

Kıymetli okurlarım; yarın Hakk’ın divanında bu dünyada sahip olunan güç, kazanılan zafer değil; O’na yalnızca selîm bir kalp ile varabilmek esas alınacaktır.

Kalbi selîm zulmü terk edip adaleti tesis edenlerin ortak vicdanıdır. Bu nedenle, tüm insanlığı kendi vicdanlarının sesini dinlemeye davet ediyorum.

Hepimizin ortak vicdanının gereğini yapmaya, yani zulmü yeryüzünden kaldırıp adaleti tesis etmeye çağırıyorum.

Yüce Allah’ın rahmeti, bereketi ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun inşallah!
Sevgi ve muhabbetlerimle...