Her insanın bir aile kurma hayali vardır. Büyük aile, küçük aile diye bir kavram önemsizdir, önemli olan husus; evlenip yuva kurmak ve aile olabilmektir.
Ancak; evlenip büyük bir aile kurabilmek, büyük bir aile olabilmeyi başarmak, başarıların en tepe noktasıdır.
Her insanın bir eşe, bir yuvaya, güvene ve sadakate ihtiyacı vardır.
Sevgiye, ilgiye, huzura, desteğe, şefkate ve paylaşıma gereksinim duyanlar, aile olma arzusuna ihtiyaç duyarlar.
Anne, baba, dede, nine, evlat, torun, bu bütünlüğün olmazsa olmaz unsurlarıdır.
Aile, tesettür gibi örtücü, tesettür gibi koruyucu, tesettür gibi güzelleştirici, bir vücudun azaları gibi uyumlu olmak zorundadır.
Aile sevincin, mutluluğun, hüznün birlikte yaşandığı mukaddes bir kurumdur.
Bundan dolayı aile, aslında bir ilişki alanından ziyade, çok yönlü bir iletişim alanıdır.
İletişim: İki insan arasında bir bilgiyi aktarma, anlatma ve anlama aracıdır.
Dünyayı anlamlı kılmaya, keşfettiğimiz anlamı başkalarıyla paylaşmaya, derdimizi, duygu ve düşüncelerimizi, ihtiyaç ve beklentilerimizi karşımızdakine aktarma aracıdır.
Bunu incinmeden ve incitmeden yapabilmek ise doğru ya da sağlıklı iletişim olarak nitelendirilmektedir.
İletişim kimi zaman sözle, kimi zaman konuşma ve söyleşi, kimi zaman da hasbihâl ile gerçekleşir.
Nitekim; kimi zaman da sözsüz olur, bir duruş, bir bakış, bir gülümsemeyle iletişim kurmuş oluruz.
Huzurlu ve mutlu bir aile, hiçbir sorunla ve sıkıntıyla karşı karşıya gelmeyen, hiçbir tartışmaya ve gerilime sahne olmayan aile demek değildir.
Huzurlu ve mutlu bir aile, sağlıklı bir iletişim ağı kurarak sorunları ve sıkıntıları insanca çözebilen aile demektir.
Zira; mü'minlerin konuşmalarında bir güzellik ve zerafet bulunması gerektiği belirtilmekte, ilişkilerinde ve konuşmalarında terbiye ve nezaket kurallarına riayet etmeleri tavsiye edilmektedir.
Nitekim; bu davranış biçimi insan olmanın bir gereğidir.
Bir insanı etkilemek, onu değiştirmek istiyorsanız; bu eşiniz, çocuğunuz ya da bir başkası olabilir, onunla olumlu bir ilişki, pozitif bir iletişim kurmak zorundasınız!
Yüce Rabbimiz (C.C)' Ayeti Kerîme’de “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için kendi cinsinizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” buyurmaktadır.
Kur’an-ı Kerim, ailenin temeline ‘meveddet’ ve ‘rahmet’ kelimelerini yerleştirir. Gönül dili aslında bu iki kelimeden oluşur.
Meveddet sevgidir, muhabbettir, aşktır.
Rahmet ise merhamettir, şefkattir, nezakettir.
Başından sonuna meveddeti yani gönlündeki sevgiyi seslendirebilmek ve en zor zamanlarda kalbindeki rahmetin sıcaklığını hissettirebilmek, gönül dilinin hâkim kılınmasına bağlıdır.
Gönül dilinin hâkim olduğu bir yuvada aile içi şiddetten, iletişimsizlikten bahsedilemez.
Gönül dilinin, rahmetin yer ettiği ailede, rahmet konuşur şiddet susar!
Sevgi konuşur nefret susar!
Aile de Yokluk değil bolluk vardır.
Burukluk yerine mutluluk vardır.
Kusur arama yerine, gurur vardır.
Beddua değil her daim dua vardır.
Lanet değil davet vardır.
Eyy Yüceler Yücesi Güzel Rabbim! Ailelerimize sevgi, saygı, sadakat, sabır, sorumluluk, esenlik ve bereket ihsan eyle!
Ailelerimizi muhabbet, rahmet ve sağlıklı birliktelik duygularıyla kuşat.
Hanemize fitne fücurun, nefret ve ihanetin girmesine izin verme.
Yüce Allah’ın rahmeti, bereketi ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
Sevgi ve muhabbetlerimle...